YİNE YENİDEN BİZE NE OLMAYA "BAŞLADI"?

ÜSTÜN DÖKMEN hoca profesyonelce yürüttüğü meslek alanına yönelik olarak birtakım değerlendirmelerde bulundu.

Ve derhal, eleştiri ve “yıpratma” kampanyasına maruz bırakıldı.

Husus…

Başörtüsü/tesettür giyiminin meslek etiği açısından normal olup-olamayacağı…

Zaten, benim tesettür hususundaki bakış açım bellidir ve beni bağlar, hiçbir şekilde benim fikrim genele “teşmil” edilemez.

Yine, hiç yokken bir “sorun” imal ettik. Evet, hem de kendi elimizce. Artık Türkiye’de kesinlikle “bir başörtüsü” sorunu yoktur.

Öte yandan, Üstün DÖKMEN hocanın açıklamalarından sonra yapılan değerlendirmelere baktım…

Şunu hemen belirteyim, şuan yazacağım cümleler için söylüyorum, Dökmen hocanın fikirleri ne kadar toplumu “kutuplaştırıcı” ise de…

Dediğim gibi ben etik bilimcisi değilim. Üstün hocanın fikirlerinin “kabul edilebilirlik veya doğruluk” testini yapmaya da “hakkım” yok.

Ama geçenlerde gazetelerde gezinirken Türkiye gazetesi yazarı Cem Küçük’ün şu düşüncelerinin (satırlarının) altını çizmişim:

“ (…) Bu şekilcilik anlayışından vazgeçmediler. Aslında bunların kafalarının içinde dindarlara, Müslümanlara nefret var. İslam’a düşmanlık var.

(…) Üstün Dökmen şimdi ‘kastım hakaret değildi’ diyecektir. Ama bal gibi içindeki nefreti kusmuş! Türkiye’nin çoğunluğuna laf ettiğinin farkında değil. Bir de güya insan ilişkileri, insan anlatıyor. Ayıptır. Bence Üstün Dökmen de ortamdan etkileniyor. 2023’te iktidar değişirse, herhâlde Dökmen gidecek ve kamuda görev yapan başörtülü psikolog, psikiyatr ve rehber öğretmenlerin atılmasını isteyecek. İnanın Üstün Dökmen gibiler kutuplaşmayı körüklüyor. Allah’tan toplumumuz bunlara kanmayacak kadar sağduyulu.”

(Cem Küçük, Türkiye Gazetesi (baskılı gazete), 15.08.2022)

 

Yine gördüğünüz gibi…

Yandaş kalemler, olayı mükemmel denebilecek bir maharetle “Müslümanlık” ve “İslam dinine” getirdiler.

Sormak lâzım…

Bu devrandan yana saf tutanlara:

Üstün Dökmen hocayı ne kadar tanıyorlar? Üstün hocanın bu zamana kadar kaç bilimsel makale ve kitap yazdığını biliyorlar mı?

Yine ne kadar konferansa iştirak ederek, insanlara ışık olduklarını söyleyebilirler mi?

Kanımca, yine haddim değil Üstün Dökmen hocayı tartmak, hocamız sanırım kelimelerin albenisine kapılmış olabilir.

 

Tamam da eğer Üstün hoca bir gaf yaptıysa veya pot kırdıysa…

Aynısıyla mı mukabele edilmeli?

Cem Küçük beyefendi diyor ki…

Yazısının başlığı:

“Üstün Dökmen nefret suçu işliyor”

Şimdi, Cem Küçük’ün bu satırlarından etkilenebilecek bir meczup çıkıp da, Üstün hocaya herhangi bir tacizde bulunursa…

Ne olacak?

Bunun adı…

Hedef göstermektir.

Ama Sayın Küçük’ün ifade ettiği gibi, bizim necip halkımız sağduyulu olduğundan ötürü…

Manipülasyona gelmez.

Bir topluma malolmuş “değerlerinin” değerini bilir.

Ama…

İşte bir de… Hani aman ha dediğimiz vaka vuku bulursa…

Yine en başa döneriz.   

BELEDİYELER

EKONOMİ