SANSÜR(!)

İçinde bulunduğumuz çağ itibariyle…

İnsanların düşünce ve görüşlerini açıklamalarının önünü kesmeyi gerçek manasıyla anlayamıyorum.

Söyleyecek sözü ve düşüncesi olan kişiler için “sansürün” veya kendince uygulamak durumunda bırakıldığı “otosansürün” hiçbir kıymet-i harbiyesi yoktur.

Dünya çok farklı dönüşüm ve değişimden geçiyor. İktidar sahibi ve egemenler, “duymak istemedikleri” düşünce ve görüşleri yasaklayabilirler. Ama, ya kraldan daha kralcılara ne demeli?

* * *

Bugün zaten konvansiyonel habercilik ve gazetecilik tartışılıyorken/tartışmalı bir durumdayken… İleri ve yüksek teknolojilerin kullanıldığı siber yayıncılık zaten klasik gazeteciliğin fersah fersah ötesinde…

Siz istediğiniz kadar; acaba birileri şu yazılanlardan rahatsız olur mu “hüsnükuruntusuna” düşün ve kendinizi kurtarmak veya bir “yerlere” şirin görünmek için, insanların temel haklarından olan “ifade özgürlüğüne”/haber verme hakkına tırpan vurun…

Dediğim gibi içinde bulunduğumuz dünya düzeni, insanlara çok farklı alternatif alanlar sunabilmekte.

Diyelim bir gazeteci; sırf egemen güçleri ve sadece kendilerinin doğruyu bildiğini ve kendi siyasi müktesebatlarından başka hiçbir görüşe ifade hakkı vermeyen zamanının muktedirlerini “eleştiriyor” diye yayımcılıktan mahrum bırakılıyorsa…

İnsanların seslerini kısmanın olanaksız olduğu bir dönemdeyiz. Siz istediğiniz kadar “sansür” uygulayın; eğer birileri benim de söyleyeceklerim var diyorsa, en azından zamanımızın gücü reddedilemeyecek sosyal mecralardan yine de sesini duyurabilir.

BELEDİYELER

EKONOMİ