EY SOL RUH NEREDESİN?

Ülkelerde ve dolayısıyla devletlerde bir siyasal sıkışma durumu var. Tabii bu durumun hâsıl olmasında şuan nazariyle Koronavirüs salgınının çok büyük payı var. Bu bağlamda, gelişmiş toplumlar da gelişmekte olan toplumlar da, bu salgının hem tıbbî tarafıyla hem de diğer sosyal yaşam alanlarında meydana getirdiği tahribatları bertaraf etme cihetinde verili koşullarla mücadele ediyorlar.

Sözcü gazetesi yazarı Sayın Deniz Zeyrek’in (20 Kasım 2020) tarihli yazısının başlığı şöyleydi:

“Türkiye’de sol öldü mü?”

Sanırım, yine bıkıp usandığınız bir yazı konusu ama değinmeden edemedim, esasında buradan yazıyı okumanızı salık veririm. Şöyle baktığınızda, Koronavirüs karşısında bugün en modern, en çağdaş siyasal rejimlerle yönetildiklerini iddia eden ülkelerin kriz karşısındaki durumlarına baktığımızda…

Gerçekten de ideolojilerin ve siyasalekonomik sistemlerin, yaşanan sorunlarda çaresiz kaldıklarını müşahede ediyoruz. Sayın Deniz Zeyrek’in sorduğu gibi gerçekten de sol öğretiler olsun, sol partiler olsun artık toplum nazarında öldüler mi? Öte yandan, ne denirse densin sağ partilerin, dünyanın önemli mahallerinde yükselen performanslarını izliyoruz. Bu bağlamda, neden sol partiler iktidara gelemiyor?

Burada sorgulanması gereken nedir? Eğer, olaya sığ açıdan bakarsak, yani ülkemizdeki aydınların bakış açısıyla bakarsak, “her toplum layık olduğu şekilde idare edilir” yargısının üzerine yatmak mı lazım? Biliyorsunuz, Türkiye’de yıllardır sol partiler bırakın tek başına iktidar olmayı, iktidar ortağı bile olamıyor! E bu durum da gerçekten de sıkıntı, seçmen vatandaştan mı kaynaklanıyor? Seçmenler, neden sol partileri tercih etmiyorlar. Biliyorsunuz, son dönemlerde sol partiler, özellikle CHP sağa kaydığı iddiasıyla eleştirilmekte. Neyse, bu eleştirilerin de tartışmaların da bir ortak noktasını bulamıyoruz… Belki de ister sağ ister sol ideolojiler olsun, sorun, toplumda “inandırıcı” ve “samimi” bir algıya neden olamamalarıdır. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin halen toplumdan önemli bir teveccüh görmesinin arkasında ne yatmaktadır sizce de? Şuna inanmaya devam mı edelim:

Bulgur, nohut, fasulye edebiyatı!

BELEDİYELER

EKONOMİ