CHP HANÇER VE EKONOMİ

CHP Kongresi Türk demokrasi açısından Türkiye’ye örnek olmuştur. Parti olarak en iyi tüzük ve demokrasinin işlediği görülmüştür .Yeni CHP yönetimin değişimi halka iyi anlatması ve içini doldurması yerel seçimlere hazır hale gelmesi gerek. Özellikle ekonomi ve hukuk alanında neler yapılması gerektiğini iyi ve etkili anlatması gerekir. CHP 1930 ekonomi ayarlarına yeniden dönmesi ve ideolojisinden taviz vermemesi, Sağ partilerle yapılan ittifaklarda ilkesini iyice belirlemeli ve net çizgisini ortaya koymalıdır.
CHP Kongresini siyasi ve ekonomik olarak incelersek ,ortaya çok çarpıcı gerçekler ortaya çıkmaktadır. Siyasi olarak Tarihçi Can balcıoğlu ,ekonomik olarak ben değerlendirmelerde bulunduk.
EKONOMİ OLARAK:
Bugün Türkiye, yıllar boyunca izlenen yanlış ve eksik politikaların sonucu olarak üretemeyen, ürettiğinden verim elde edemeyen, üretiminden daha fazlasını tüketen bu nedenle borçluluğu git gide artan bir görünüm sergilemektedir. Özellikle son yirmi yılda ülkemiz üretimden tümüyle uzaklaşmıştır.
Birçok ülke çalışarak, verimliliği artırarak, teknolojiyi geliştirerek ve daha fazla üreterek büyümeye çalışırken Türkiye çalışmayarak, tatilleri uzatarak, tüketimi artırarak büyümektedir.
Bunun en tipik örneği dünyada pek rastlanmayan uzunluktaki bayramlar ve onlara bağlanan diğer tatil günleriyle zaman zaman on güne kadar uzayan tatillerdir.
Tatiller uzayınca insanlar tatil yörelerine gidiyor, bol para harcıyor, tüketim ve dolayısıyla talep artıyor, talep artınca üretim ve arz artıyor ve ekonomi büyüyor.
Türkiye Cumhuriyeti’nde başlangıçtan itibaren takip edilen ekonomik gelişme modeli özel girişim yanlısı olmuşken 1929’dan itibaren uygulanan devletçilikle, devletin öncülüğünde planlı sanayileşme hedeflendi. Tarıma dayalı bir ülkede Atatürk’ün başlattığı planlı sanayileşme uygulaması, 1930’lu yılların dünyasında örnek bir model olmuştur. 17 Nisan 1934’te yürürlüğe giren Birinci Sanayi Planı, 1934-1938 yıllarını kapsayan bir sektör planıydı. Buna göre temel ham maddeleri yurt içinde üretilen veya üretilecek olan sınai tesisler oluşturulacaktı. Ayrıca büyük sermaye ve ileri teknoloji gerektiren projeler meydana getirilecekti. Aynı zamanda iç tüketimin karşılanmasına ağırlık verilecekti.Türkiye Cumhuriyetini 1923 ve 1930 yıllarını iki ayrı aşamada değerlendirmek gerekir.1923 yılında 1929 yılına kadar eğitim, hukuk ,sağlık, tarım ve sosyal alanda reformlar yapılmıştır.1923 ile 1938 yılına dönemde , Osmanlı borçlarının bir bölümü devir alınarak , düzenli bir şekilde ödenmiştir.Yabancı şirketlerin elindeki birçok işletme alınarak , yeni sanayi yatırımları yapıldı.Eğitim ve sağlık alanında büyük başarılar elde edildi.Günümüzde kullandığımız alfabe yerleştirildi,eğitim kitseleşti ,frengi,tüberküloz ve sıtmayla mücadelede önemli başarılar elde edildi.Bu başarılar 1927 tarım bunalımına ve 1929 dünya bunalımına rağmen,borçlanmadan, denk bütçe ve ulusal kaynaklarla yapıldı.1934 yılında birinci sanayi planı uygulanmaya başlandı.
SİYASİ OLARAK:
CHP kurultayına girerken çoğu “değişim” yanlısı kişi bile Kılıçdaroğlu tekrar kazanır,partinin plazalaşmış binasının güçlü isimleri,örgütleri,teşkilatları ve delegeleri 13 senelik bu parti içi iktidarın gitmesine izin vermez diyorlardı. Özellikle Öymen gibi “Old Guard” dediğimiz “göstermelik adaylı” kadronun kilit delege gücünün Kemal beyin arkasında duracağına kani olanlar çoktu. İlk turda oyların kurultay salonunu resmen Kılıçdaroğlu propogandasıyla donatılmasına rağmen kafa kafaya gelmesi aslında sonun başlangıcıydı. Daha önce defalarca kendi teşkilatını tehditvari sözlerle “rapta zapta” sokmaya çalışan ve ilk turda kazanamayınca o sinirle Türk siyasi tarihine skandal bir konuşma olarak geçen “ben sırtımda hançerlerle seçime girdim” diyen Kemal bey kendisi için gecesini gündüzüne katan milyonlarca insanı ve delegelere resmen hakaret etmiş oldu. Bu 50 küsur sene önce İnönü Ecevit gibi “Ya ben ya Bülent” türü bir rest değildi. Bu “Ya ben ya hiç bensiz olmaz” demekti. Tek adam rejimine karşı hayat mücadelesi veren binlerce partiliye büyük bir ayıptı. Ve sonucunda da delegeler kararını verdi CHP Özgürleşti. İngiliz sistemi devreye sokuldu. Gölge kabine kuruldu. Özgür Özel hemen kolları sıvadı ve kendisinden sonra CHP’nin ve ülkenin başına geçecek olan İmamoğlu ile yakaladığı sinerji ile istenen beklenen değişimi başlattı. CHP zaten çok sağa kaymıştı. Bu ülkenin bir sol, sosyal demokrat sosyalist seçmeni var. Bu seçmen seçim süreci boyunca resmen es geçildi. Ya TİP gibi popülist sola kaydılar ya da Yeşil Sola destek verdiler ama CHP’de yer bulamadılar. Şimdi Özgür Özel babaevinin bacası tütüyor diyor. O koca parti merkezi eskisi gibi yine sadece 4-5 dönem vekillik yapanların plazası mı olacak yoksa ismi gibi Cumhuriyetin HALKININ babaevi mi olacak? Özgür Özel,Gamze Taşcıer,Aylin Nazlıaka ve Ali Mahir Başarır gibi nice isimler halka temas edebiliyorlar. Ama Halka yerel seçimlerde bu yetmez. 21 senedir durmadan çalışan devletin her kurumunu arkasına almış bir rakiple mücadele edilecek. Ankara ve İstanbul gibi sembol şehirlerin kaybedilmesi felaket olur. Bu yüzden en kısa sürede ön seçimler yapılmalı sahaya inilmeli kasımın sonuna yaklaşıyoruz. Son kerte de de CHP kesinlikle İYİ Partiyle hanımefendinin ilk duyduğumda inanamadığım “hayatımın en büyük hatasıydı” hiç bir ittifaka girmemelidir.

BELEDİYELER

EKONOMİ