CENNET KOKULU ÜLKEM VE SESSİZ ÇIĞLIKLARIMIZ


Ah, her karışından cennet kokusu yayılan güzel ülkem… Neden her köşesinde bir burukluk var? Ekonomi derin bir uçurumda, sosyal hayatın adı var ama kendi yok. Yeni doğan bebeklerin bile masumiyeti, para için yok ediliyor. Kadınlar, çocuklar öldürülüyor; geçim derdi, insanları çaresizlikle baş başa bırakıyor. Oysa herkesin tek istediği insana yakışır bir yaşam. Fazlasını istemiyoruz, sadece onurumuzla yaşayabileceğimiz bir hayat…

Ama suçlu olan hep sen güzel ülkem! Konuşmayacaksın, itiraz etmeyeceksin, eleştirmeyeceksin. Sadece içine atacak, sessizce eriyeceksin. Çünkü “dertlerine derman olacak projeler” varmış! Refahı getirecek, açlığı bitirecek, herkesin derdini çözecek fikirler hazırmış! Ama önce koltuğu sağlama almadan sana nasıl çare olayım güzel ülkem 22 yıl yetmedi Günah bende değil hızlı geçen zamanda az daha sabır …..Oysa ne çare, ne umut, ne huzur var görünürde.

İşte tam da bu yüzden, her geçen gün biraz daha hüzün çöker üzerimize. İnsanlarımız hayatta kalmaya çalışırken, ruhlarımız yavaş yavaş ölüyor. Ama ne olursa olsun, sen hâlâ bizim “cennet kokulu güzel ülkem”sin. Belki bugünler geçer, belki umut bir yerlerde yeşerir. Belki de sessiz çığlıklarımız bir gün duyulur…

Şimdi bize düşen, bu güzellikleri savunmak ve bu toprakların hakkı olan barışı, adaleti ve huzuru bulmak için mücadele etmek. Çünkü sen bizim umudumuzsun, güzel ülkem.

UHA Temsilcisi Erkan Karataş

BELEDİYELER

EKONOMİ