14 MART TIP BAYRAMINI KUTLARKEN

Tıp Bayramını kutlarken neyi, neden niçin kutladığımızın farkında mısınız?

Tıp Bayramı, 93 yıl önce 14 Mart 1919 da kutlamalara başlamıştır. Aslında bu kutlamanın neden sonuç ilişkisine bakmak gerekir. Bu kutlamanın temelinde 1919 yılında İstanbul’un işgali ve dolayısı ile Tıbbiyenin Emperyal İngiliz zihniyetinin işgalci askerlerine karşı Hocalar ve öğrencileri ile birlikte omuz omuza yapılan bir direnişin protestosu ile başlamıştır.

Peki neden 14 Mart?

Sultan II. Mahmut tarafından Haydarpaşa’da yaptırılan Tıbbiye 14 Mart 1827 yılında kurulmuştur. Osmanlı devletinde tıp bilimi 18. Yüzyılın sonlarından itibaren bozulmaya başlamış ve 19. Yüzyıl’da toparlanamayacak hale gelmiştir.

Bu toparlanmanın ilk yapılanması 14 Mart 1827. 

1853 yılında çıkan kırım savaşı ve 1876 yılında başlayan Osmanlı – Rus savaşı Tıbbiyeden Asker hocalar ve son sınıf öğrencileri cepheye gönderilmiş ve bilim adına ne yazık ki ölüm, vatan müdafaası adına şahadet onları bulmuştur.

Ayrıca, 1912 yılında başlayan balkan savaşları nedeni ile seferberlik kararı çıkmış ve Tıbbiyenin yine askeri hocaları ve son sınıf öğrencileri de askeri göreve atanmıştır. Cepheden gelen yaralıların yoğunluğu nedeni ile eğitim sınıfları da yaralılara tahsis edilince eğitime altı ay ara verilmiştir. 16 Mart 1913 yılında Tıbbiye tekrar açılmış ve derslere tekrar başlamıştır.

Ancak 1914 yılında başlayan I. Dünya savaşı nedeni ile askeri tıp öğrencileri Ayazağa da ve Bostancıda silahaltına alınmak üzere eğitimlere başlamıştır. Savaşın büyümesi sonucu eğitime tekrar ara verilmiş, hocalar ile birlikte 3,4 ve 5. Sınıf öğrencileri askeri birliklerde görevlendirilmişlerdir.

Mondros mütarekesi imzalandıktan sonra Osmanlı devleti için yeni bir süreç başladı ve itilaf devletleri filosu 13 Kasım 1918 yılında İstanbul’u işgal etti.

Aralık 1918 de Tıbbiye binasının işgali ile Haydarpaşa’daki tıp eğitimi işgalci emperyalist İngiliz askerleri tarafından 5 sene sürecek işgal dönemi başlamıştır.

Ocak 1919’da üç generalden olşan bir İngiliz heyeti okula gelip müdür Dr. Hulisi (Atalay) bey’e askeri kısmın kapatılarak fakülteye taşınmasını emrederek, taşınma esnasında direniş gösteren öğrenci hareketine karşılık okulun saat kulelerine Makinalı tüfekler yerleştirerek, tehditkar bir tutumla öğrenci hareketlerine karşılık göz dağı vermişlerdir.

Yatakhaneleri ellerinden alınan ve tuvaletlere gitmesi yasaklanan tıp öğrencileri, çatı arasında kendilerine tahsis edilen yataksız yatak hanelerinde idrar kovaları koymak zorunda kalmışlardır.

Askeri öğrenciler kılık kıyafette de yapılan bu zorba soytarılığa bir de ilaveten eğitime başlayacak öğrenci sayısında da 20 öğrenci ile kısıtlama getirmişlerdir.

Tıbbiyenin içinde yaşadığı zor şartların bir göstergesi, işgalin protestosu olarak Tıp Bayramı bilimsel toplantı adı altında 14 Mart 1919 günü Beyazıt’taki Darülfünun (Üniversite) binasının toplantı salonunda toplanıldı. 

1 Mart Tıp Bayramının Kısaca Özetlenmiş Hikayesidir bu.

Bu konuda bir tarihi süreci aydınlatan sayın Prof. Dr. Ayten Altıntaş' a saygılarımı iletiyorum.

BELEDİYELER

EKONOMİ