Tarihin karanlık sayfalarında yer alan trajik olaylardan biri de Çukurova'da Fransız işgali sırasında yaşanan Ermeni vahşeti ve bu vahşetin simgesi haline gelen Yeşiloba Şehitliği'dir. 1918-1921 yılları arasında, Mondros Mütarekesi sonrasında Çukurova’yı işgal eden Fransız birliklerinin kontrolünde yaşanan bu olaylar, halkın hafızasında derin yaralar açtı. Çukurova’nın bilinçli aydınları tarafından unutturulmamaya çalışılan bu kara dönem, halkın hafızasında canlı tutulmaya devam ediyor.
Fransızlar tarafından işgal edilen Çukurova’da, Ermeni İntikam Birlikleri ve çeteleri kurularak Müslüman Türk halkına yönelik sistematik bir vahşet uygulanmaya başladı. Bölgede yaşayan ya da göç yoluyla gelen Ermeniler, Fransız ordusunun desteğiyle içtikleri “kanlı intikam andı” doğrultusunda Müslüman halka karşı zulüm ve katliamlar gerçekleştirdiler. Çukurova'nın Müslüman Türk nüfusu, Toros Dağları'na doğru büyük bir göç dalgası başlattı. Ancak bu göç sırasında Fransız askerleri ve Ermeni çetelerinin uyguladığı şiddet, halkın acısını daha da derinleştirdi.
Kaç Kaç Olayı ve Fransız-Ermeni Katliamı
Adana’nın Milli Mücadele sürecinde yaşanan en acı olaylardan biri “Kaç Kaç” olarak bilinen göç hareketidir. Fransız ve Ermeni çetelerinin baskısı altında kalan Müslüman halk, Toros Dağları'na doğru kaçmaya çalışırken, hem yolda hem de işgal edilen şehirlerde türlü eziyetlere ve katliamlara maruz kaldı. Fransız askerlerinin gözleri önünde Müslüman Türk aileleri tüfek dipçikleriyle dövülüyor, kadınlar ve çocuklar dahi acımasızca katlediliyordu. Fransız uçakları, kaçan bu masum insanlara bomba ve çiviler yağdırarak eziyetin boyutunu artırdı.
Bu olayların merkezinde yer alan Yeşiloba Şehitliği ise, Fransız-Ermeni vahşetinin simgelerinden biridir. 11 Haziran 1920 tarihinde Toroslara kaçmaya çalışan yaklaşık 150 Müslüman Türk, Yeşiloba Tren İstasyonu yakınlarında Ermeni çeteciler tarafından yakalanarak Bezdikyan Çiftliği’ne getirildi. Burada, erkekler ve kadınlar ayrı odalara konularak bıçaklarla vahşice katledildiler. Daha sonra, çiftlik binası ateşe verilerek, cinayetlerin izleri yok edilmeye çalışıldı. Bu katliamda 43 erkek, 21 kadın ve çocuk olmak üzere toplamda 64 masum insan hayatını kaybetti.
Yeşiloba Şehitliği: Sessiz Tanık
Çukurova'nın bu kara tarihine ışık tutan Yeşiloba Şehitliği, Fransız ve Ermeni birliklerinin işlediği insanlık suçlarının canlı bir tanığı olarak günümüze kadar ulaşmıştır. Adana-Mersin Karayolu'nun 20. kilometresinde yer alan Yeşiloba Tren İstasyonu civarında bulunan şehitlik, ziyaretçilerini o dönemin acı hatıralarıyla baş başa bırakıyor. Bu tarihi mekan, 1918-1921 yılları arasında yaşanan dramın unutulmaz izlerini taşıyor.
Adana'da duyarlı aydınların ve sanatçıların katkılarıyla kurulan Yeşiloba Şehitliği, halkın bilincinde bu trajedinin canlı tutulmasına hizmet ediyor. Özellikle Altın Oran Düşünce ve Sanat Platformu'nun başkanı Fotoğraf Sanatçısı Dr. Halûk Uygur ve arkadaşlarının yoğun çabalarıyla bu tarihi mekan, Adana'ya kazandırıldı. Şehitlikte yer alan otantik minyatür sanatçısı Tülay Aktaş'a ait 100 adet minyatür heykel de o dönemin olaylarını detaylarıyla anlatıyor. Kağnı arabasında çaresizce oturan yaşlı kadın figürü, kağnı arkasında yürüyen çocuklar ve yaşlılar, adeta o dönemin dramını gözler önüne seriyor.
Çukurovalılar Bu Mirası Unutmayacak
Çukurova halkının hafızasında yer edinen bu katliamlar, Yeşiloba Şehitliği’nde yeniden canlanıyor. Ermeni çetelerinin Müslüman halka yönelik işlediği bu insanlık suçları, tarihin unutulmaz bir sayfası olarak gelecek nesillere aktarılmaya devam edecek. Fransız Ulusal Meclisi'nin kabul ettiği "Ermeni İnkâr Yasası"na karşı milli bir refleks geliştirilmesi gerektiğini savunan Çukurova aydınları, bu tür olayların unutulmaması ve unutturulmaması için birlik olma çağrısında bulunuyor.
Adana halkının ve Türkiye’nin bu trajediden ders çıkararak geleceğe barışla bakması gerektiğini belirten aydınlar, yaşanan acıların asla unutulmaması gerektiğini vurguluyorlar. Ancak barışın kalıcı olabilmesi için geçmişin trajedilerinden ders alınması gerektiğine de dikkat çekiliyor. Bu amaçla Yeşiloba Şehitliği, tarihin acı bir tanığı olarak ziyaret edilmesi gereken önemli bir mekan olarak öne çıkıyor.
ADANA (UHA) - REMZİ YILDIRIM
SON YAZILAR