DR. MÜZEYYEN ŞEVKİN: "İLİÇ FACİASINDA 430 MİLYON DOLAR VERGİ KAYBI VAR!"

Dr. Müzeyyen Şevkin, İliç Altın Madeni faciasının yıldönümünde yetkililerin hesap vermediğini ve Türkiye’nin 430 milyon dolar vergi kaybına uğradığını belirtti.

Dr. Müzeyyen Şevkin:

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili, Jeoloji Yüksek Mühendisi ve İliç Araştırma Komisyonu Üyesi Dr. Müzeyyen Şevkin, Erzincan İliç Çöpler Altın Madeni'nde 9 işçinin hayatını kaybettiği facianın birinci yıldönümünde önemli açıklamalarda bulundu.

Dr. Şevkin, facia sonrası ne hesap sorulduğunu ne de olayın tam anlamıyla aydınlatıldığını belirterek, Meclis Araştırma Komisyonu’nun çalışmalarını tamamlamasına rağmen resmi raporun hâlâ kamuoyuna sunulmadığını vurguladı.

"Sorumluluk Alan Yok, Rapor Hâlâ Tamamlanmadı"

İliç faciasının ardındaki ihmaller zincirine dikkat çeken Dr. Şevkin, şunları söyledi:

"Komisyonda 3 ay boyunca çeşitli kurum ve kuruluşların görüşlerini dinledik. Ancak ne Enerji Bakanlığı, ne Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, ne de Çalışma Bakanlığı sorumluluğu üzerine aldı. Oysa burada bir iş cinayeti yaşandı ve bu facia göz göre göre geldi. 2022’de aynı madende benzer bir kaza olmuştu, ancak sadece para cezası verilerek faaliyetler devam etti. Bugün ise ne sorumlular ne de bu faciaya sebebiyet veren kurumlar hesap veriyor."

Vergi Kaybı: 430 Milyon Dolar

Madenin çoğunluk hisselerinin yabancı şirketlere ait olduğunu hatırlatan Dr. Şevkin, Türkiye’nin büyük bir vergi kaybı yaşadığını belirterek şu ifadeleri kullandı:

"Bu madenin %80’i Kanadalı ve Amerikalı bir şirketin elinde. Geri kalan %18.5’i Çalık Holding ve Lidya Madencilik’e, %1.5’i ise bir bankaya ait. Eğer bu şirketler, kendi ülkelerinde faaliyet gösterseydi %11.97 oranında vergi ödeyeceklerdi. Ancak Türkiye’de yalnızca %4.09 efektif vergi ödüyorlar. Sadece İliç Altın Madeni’nden kaynaklı vergi kaybımız 430 milyon dolar. Bu, madencilik politikamızdaki büyük zaafiyetin göstergesidir."

"Maden Politikamız Yok, Felaketler Tekrar Edecek"

Türkiye’de madencilik politikalarının yetersizliğine vurgu yapan Dr. Şevkin, denetim eksikliğine dikkat çekerek şunları söyledi:

"Ulusal bir maden politikamız yok. Yabancı şirketler gelirlerini alıp giderken biz çevre felaketleri, iş cinayetleri ve ölümlerle baş başa kalıyoruz. Bu kabul edilemez. Madenlerin düzgün denetlenmesi, çevre dostu teknolojilerle işletilmesi ve katma değerli ürünlere dönüştürülmesi gerekmektedir. Ancak mevcut sistemde ne denetim var ne de etkin bir madencilik politikası."

Facianın Ardındaki İhmal: Teknik Hatalar Zinciri

Madenin jeolojik yapısının büyük bir risk taşıdığını belirten Dr. Şevkin, teknik hataları şöyle özetledi:

???? Munzur Kireçtaşı’nın gözenekli ve çatlaklı bir yapıya sahip olması nedeniyle burada en fazla 100-150 metre yükseklikte liç yığını oluşturulması gerekiyordu.
???? Ancak bu yükseklik 275 metreye kadar çıkarıldı ve stabilite bozuldu.
???? Facia öncesinde, 13 Şubat 2024 sabahı saat 08.00’de ilk çatlaklar ABD merkezine bildirildi.
???? Buna rağmen patlatma işlemleri devam ettirilerek faciaya adeta davetiye çıkarıldı.
???? 10 milyon metreküp malzeme Sabırlı Deresi boyunca akışa geçti ve Fırat Havzası zehirlendi.

"Bu, sadece bir iş cinayeti değil, aynı zamanda büyük bir çevre felaketidir." diyen Dr. Şevkin, felaketin açıkça ihmal sonucu gerçekleştiğini vurguladı.

"Yerli ve Milli Madencilik Politikası Şart"

Madencilik faaliyetlerinin ulusal çıkarlar doğrultusunda yeniden düzenlenmesi gerektiğini ifade eden Dr. Şevkin, şunları söyledi:

"Bizim kendi ulusumuzun yararına madencilik yapmamız gerekiyor. Yeraltı kaynaklarımızı işleyerek, çevreye duyarlı bir şekilde yöneterek bu kaynakları ekonomimize kazandırmalıyız. Bunun için de devlet eliyle etkin bir denetim ve planlama şart."

Dr. Şevkin, yeni faciaların yaşanmaması için ulusal madencilik politikalarının yeniden ele alınması gerektiğini belirterek, sorumluların cezalandırılması çağrısında bulundu.

ERZİNCAN (UHA) - REMZİ YILDIRIM

EKONOMİ