Türkiye’nin en önemli ekosistemlerinden biri olan Konya Kapalı Havzası, yanlış su yönetimi ve vahşi sulama yöntemleri nedeniyle hızlı bir yok oluşun eşiğinde. Doğa Derneği’nden yapılan açıklamada, tahıl ambarı olarak bilinen bölgenin, mısır gibi sulu tarım ürünlerinin yaygınlaşmasıyla çölleşme riskiyle karşı karşıya olduğu belirtildi.
Sulu Tarım ve Obruklar Tehdidi
Havzadaki tarım alanlarının %80’inde sulu tarım yapılması, yeraltı suyu rezervlerinin hızla tükenmesine yol açıyor. Bu durum, obruk oluşumlarını artırırken, Tersakan ve Kulu gibi birçok sulak alanın ve gölün kurumasına neden oluyor.
Doğa Derneği, havzada su tüketimini kontrol altına alacak politikalar yerine, Göksu Nehri’nden su getirmeyi amaçlayan ikinci bir tünel hattının yapımına başlanmasını eleştirdi. Yapılan açıklamada, bu tünellerin uzun vadede bir çözüm olmadığı, aksine su tüketimini daha da artırarak tuzlanma gibi sorunları tetikleyeceği belirtildi.
Biyoçeşitlilik Kaybı ve Flamingoların Son Sığınağı
Konya Kapalı Havzası, barındırdığı yirmi beş Önemli Doğa Alanı ile büyük bir biyoçeşitlilik zenginliğine sahip. Bölgedeki Tuz Gölü, flamingoların İç Anadolu'da ürediği son göl olma özelliğini taşıyor. Ancak kaçak su kuyuları ve tarımsal sulama nedeniyle her yıl artan oranlarda flamingo yavru ölümleri yaşanıyor. Ekosistemlerin hakkı olan suyun tarımsal alanlarda kontrolsüzce kullanılması, hem sulak alanları kurutuyor hem de biyolojik çeşitlilik kaybına neden oluyor.
“Kuraklık ve Çölleşme Türkiye’yi Bekliyor”
Doğa Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Dicle Tuba Kılıç, Birleşmiş Milletler’in raporuna göre Türkiye'nin %88'inin çölleşme riski taşıdığını hatırlatarak, "Türkiye, gelecek yıllarda yaşayacağı kuraklık ve su stresine hâlâ hazır değil. Suyun sonsuz bir kaynak olarak değerlendirilmesi düşüncesinden bir an önce vazgeçilmesi gerekiyor," dedi. Kılıç, kurak tarım uygulamaları ve doğa temelli çözümlerin teşvik edilmesinin hem ekolojik hem de ekonomik bütünlük sağlayacağını vurguladı.
UHA Haber Merkezi - SEZGİN AKKOYUN
SON YAZILAR